29 Aralık 2015 Salı

2016 heyecanı her yeri sardı

Milli Piyango bayileri arasında ‘aslan payı’nı İstanbul Eminönü’ndeki tarihi Nimet Abla gişesi alıyor. Yılbaşı alışverişlerinde şans, mutluluk ve uğur getirdiğine inanılan kırmızı renkli iç çamaşırları büyük ilgi görüyor.  

     Milyonlarca insan zengin olmak umuduyla Milli Piyango Bileti alıyor. Bu yıl büyük ikramiye 55 Milyon. Şanslı gişe olarak adlandırılan Nimet Abla gişesinde kuyruğun sonu gözükmüyor. Talebi çok fazla olan Nimet Abla gişesi,vatandaşa bilet yetiştirmekte zorlanıyor.Bu yıl tam bilet: 50 TL Yarım: 25 TL Çeyrek ise 12,5 TL’den satılıyor. Yılbaşında büyük ikramiye ona çıkarsa ne yapar diye sorduğumuz Talip Güneş şöyle cevapladı: ‘’Yoksul insanlara yardım ederim, nerde bir evsiz, karnı aç var hemen onları bu sefaletten kurtarırım.Ben fazla bir şey istemiyorum çıkarsa nerde gariban var onlara vericem’’

       Vitrinleri kırmızı süslüyor

     İç çamaşırı vitrinlerini kırmızı ve seksi iç çamaşırları süslüyor. Kırmızının uğur getirdiğine inananlar yılbaşı gecesinde kırmızı renk iç çamaşırı giyiyor ve fazla fazla alıp sevdiklerine hediye ediyor. Kırmızı kilot,sütyen, jartiyer ve tangaların rövanşta olduğu mağazalar müşterilerin yoğun ilgisini görüyor. Sevgilisine yılbaşında kırmızı don aldığını söyleyen Murat Güneş sözlerine şöyle devam etti: ‘’Kız arkadaşım yılbaşında benden iç çamaşırı istedi bende onun isteği üzerine ona kırmızı seksi bir don aldım’’
2016’nın heyecanı bütün insanları sarmış durumda, kimi zengin olmayı hayal ediyor kimiyse sevdiği iç çamaşırını o gecede giymenin hazırlığını yapıyor…


Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

23 Aralık 2015 Çarşamba

Sıra dışı kahvehane

Balat'ta, Sulukule yıkımından sonra kışın ortasında açıkta kalıp parkta yaşamaya çalışan aileleri, evlerine yemek götüremeyen babaları ve kahvelerden, lokantalardan kovulan, aileleri utandığı için de dışlanan mahallenin delilerine sahip çıkmak üzere Kasım 2009'da Balat'ta kuruldu Derviş Baba, Deliler, Abdallar, Meczuplar ve Aşıklar Kahvehanesi... O günden beri binlerce insana yardım eden ve "Deliler Kahvesi" olarak da bilinen bu kahve, 15 bin gönüllüyü aşarak bugün Cihangir'deki yeni yerinde de ihtiyaç sahiplerine ulaşmaya devam ediyor. 

Deli olup dışlananlar, üzeri temiz olmadığı için dışlananları insan kalma erdemiyle karşılarken çay ve kahveden fazlası bir hal alıyor ‘’Deliler Kahvesi’’. Derviş Baba’nın sahibi Ali Denizci, yardıma ihtiyacı olanla, yardım gönüllülerini buluşturmak için esas işi olan mimarlığa ara vermiş. Ali Denizci, yalnızca kahvehanenin kapılarını açmıyor, onlarca insana onun bu projesine gönül veren insanlarla birlikte destek oluyor. 457 aile ve binlerce çocuğa hep beraber maddi manevi destek oluyorlar. Cihangir'deki bu iki katlı kahvehanede, aynı zamanda gönüllüler tarafından eğitimler de veriliyor. İmkanları yoktan var eden Derviş Baba gönüllüleri, keman, gitar, saz ve davul dersleri de veriyor, başta okul dersleri olmak üzere Türkçe, İngilizce, İspanyolca gibi dil dersleri de veriyor. 


"Biz dil, dil, ırk ayrımı yapmadan herkese yardım ediyoruz."

"Biz dil, dil, ırk ayrımı yapmadan herkese yardım ediyoruz. Gıda, elbise gibi maddi ihtiyaçların yanı sıra gönüllülerimiz burada adeta bir okul gibi dil dersleri ve müzik dersleri veriyor. Delileri hamama götürüp yıkayıp giydirip karınlarını doyuruyoruz. Onları hayata kazandırıyoruz. 200'ü aşkın Suriyeli çocuğa akranlarıyla iletişim kurabilmeleri için Türkçe dersleri verdik. Dersleri veren gönüllülerimizin kimi ressam, kimi senarist, kimi mühendis, kimi kuaför ama hepsi de gönüllü.
 "Karım çalışıyor ve evimize bakıyor. Ben de bu işleri yapıyorum. Derviş Baba'da karnınızı da doyurabilirsiniz, üstünüze başınıza giysi de alabilirsiniz, İngilizce İspanyolca, İtalyanca, Portekizce, Rusça, Arapça, Almanca, Fransızca'yı ücretsiz öğrenebilirsiniz, Keman, gitar, ney, piyano, perküsyon, şan, solfej dersleri alabilirsiniz. Tüm dersler gönüllüler tarafından veriliyor. Temel hikayemiz yolda kalanın yola devam etmesini sağlayacak araçları temin etmek."  
1500 e yakın çocuk ve 450yi geçkin aileye gıda ve maddi yardım için tüm gönüllüler ve Ali Denizci tüm yüreğini ortaya koymuş durumda. Öğretmenden, marangoza, çaycısından sanatçısına kadar yolu Derviş Baba Kahvehanesi’nde kesişen herkes insanlık için gönüllü olarak çalışıyor. Yolda kalan herkesin, yağmurdan kaçan kedinin, köpeğin, yuvası olmayan yardıma muhtaçların, oyuncağı olmayan çocuğun, eğitimden mahrum kalan 7’den 70’e insanın kucaklandığı yer Derviş Baba, Deliler, Abdallar, Meczuplar ve Aşıklar Kahvehanesi...


Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

9 Aralık 2015 Çarşamba

Organ nakli caiz midir?

Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, hastalara organ nakli konusunda istenen fetvayı verdi.
Diyanet İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı, organ veya dokusu alınan kişinin, ölmüş olması, organ veya dokusu alınacak kişinin sağlığında buna izin vermiş olması veya hayatta iken yakınlarının rızasının sağlanması, alınacak organ veya doku karşılığında hiçbir ücret alınmaması, tedavisi yapılacak hastanın da kendisine yapılacak bu nakle razı olmasının gerektiğine dair fetva verdi.  
Yüksek Kurul, Kuran-ı Kerim ve Hadisler de organ ve doku nakli konusunda sarih bir hüküm bulunmadığı ifade edilirken şöyle denildi, "Dinimizde, kitap ve Sünnet'in delaletlerinden çıkarılmış umumi hüküm ve kaideler de vardır. Bilindiği üzere, insan mükerrem bir varlıktır. Mahlukatı içinde Allah onu mümtaz kılmıştır. Bu itibarla normal durumlarda ölü ve diri kimselerden alınan parça ve organlardan faydalanılması, insanın hürmet ve kerametine aykırı görüldüğünden, İslam alimlerince caiz görülmemiştir. Ancak, zaruret durumunda, zaruretin mahiyet ve miktarına göre bu hüküm değişmektedir. Nitekim dinimiz, bir kısım fiil ve davranışları yasak kılmış, kitap ve sünnet bunları tespit etmiştir. Sözgelimi murdar hayvan (meyte), kan, domuz eti, şarap... vb. şeylerin yenilip içilmesi, alınıp satılması, ilaç olarak kullanılması haram kılınmıştır. Ancak ,zaruret halinde bunlardan ölmeyecek kadar yenilip içilmesinin (el-Bakara, 173; el-Maide, 3; el-En'am, 119) meşru olduğu beyan buyrulmuştur."

"Organ bağışı candan cana yapılacak en büyük sadakadır. Kendimize, topluma ve yaratıcımıza karşı sadakatimizi gösteren en önemli davranışlardandır."

    Fetvada, İslam alim ve hukukçularının zorunluluk durumunda bir ölçüde dinen yasaklanmış şeyleri mübah kıldığı ve zaruret halinde, başka bir çare olmayan bütün yasakların zaruret miktarınca işlenmesinin caiz ve mübah olduğu sonucuna vardıkları ifade edildi.  Organ naklinin dini yönden ele alan din işleri uzmanı Hatice Vicdan Tekin, "Organ bağışı candan cana yapılacak en büyük sadakadır. Kendimize, topluma ve yaratıcımıza karşı sadakatimizi gösteren en önemli davranışlardandır diyerek İslam’da organ naklinin teşvik edildiğini söyledi. 



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

2 Aralık 2015 Çarşamba

Tarihi Osman Reis camii yardım bekliyor

400 yıllık İstinye Osman Reis Cami, bakımsızlık yüzünden yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya. Cami cemaati, restorasyon izni için yetkililerden yardım bekliyor.


     1635 yılında inşa edilen Yeniköy sahilindeki cami, bakımsızlık sebebiyle neredeyse yıkılmak üzere. Renkli motifleri solan caminin duvarlarındaki çatlaklar dikkatleri çekecek kadar derin. Saçakları dökülen caminin dış cephesi de içeriden farklı değil. Öyle ki kuşlar caminin ahşap kubbesinde kendilerine yuva bile yapmış. Kare planlı, kagir, ahşap örtülü cami, Osmanlı döneminin en başarılı örneklerinden sayılmakta. Caminin içindeki boyalı nakışlar ve tavandaki yıldız işlemeler de görülmeye değer. Yılların yükünü daha fazla taşıyamayan caminin alt katında ise kalkan döşemelerle virane görüntüsünü andırıyor.

     Cami cemaatinin 30 yıllık üyesi Necati Yeşilordu, vefatından önce Vehbi Koç'un caminin bütün bakım ve onarım masraflarını karşıladığını, fakat Vehbi Koç'un vefatından sonra Koç ailesinin camiyle ilgilenmediğini ve cami hocalarının kendi imkanlarıyla bakım yaptırmaya çalıştıklarını söyledi.
380 yıllık tarihi Osman Reis Camii
Osman Reis Camii dış görüntüsü   
    Cami imamı Yaşar Özay ise cami tavanının cemaatin üzerine düşmesi tehlikesinin bulunduğunu, caminin kubbesinin önemli bir sanat eseri olarak sayıldığını belirtti. Anıtlar Yüksek Kurulu ve Vakıflar Genel Müdürlüğünü harekete geçmediği için restorasyonun gerçekleşmediğini söyleyen Yaşar Özay, yetkililerden ve özellikle de Başbakan'dan ve Cumhurbaşkanı'nından yardım beklediklerini aktardı.



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

26 Kasım 2015 Perşembe

Türk Amazonların kitabı çıktı

Kanserle mücadeleye farkındalık için 10 ‘’meme kanseri’’ kadın sosyal medya üzerinden bir araya gelerek, kanserle mücadelede yaşananları, gelişen olayları ve bu sürecin detaylarını ‘’10 Amazon Yüksek Doz Yaşam’’ adlı kitapta ele aldı.


     Meme kanserine farkındalık açısından yazılan "10 Amazon Yüksek Doz Yaşam" kitabının basımına katkı sağlayan Eton Yayıncılık’tan Mehmet Güler, ‘’Bu kitapta başlık çok dikkat çekici, ‘’10 Amazon’’ ismi çok cazip ve uyumlu oldu çünkü geçmiş dönemde savaşçı amazon kadınları rahat ok atabilmek için sağ memelerini aldıran kadınlardı. Ayrıca yüksek doz ismi de sürekli kemoterapi görmelerinden dolayı yüksek tempo, yüksek morali çağrıştırdığı için isim olarak bize de cazip geldi’’ dedi. Kitabın ilk baskısı haziran ayında yaptığı yüksek satış rakamlarıyla ilginin ne derece olduğunu  da göstermiş oldu. Türkiye’de farklı illerde yaşayıp meme kanserine yakalanan ve tedaviler sonucu sağlıklarına kavuşan on kadın, kendi tecrübelerinden, yaşadıklarını kesitler halinde birleştirerek 10 amazon yüksek doz yaşam, adlı kitapta topladılar.

Kitabın yazarları Kabalcı Kitabevi'nde hayranlarıyla buluştu.

      Kitap yazarları, İzmir, İstanbul, Denizli gibi farklı şehirlerde yaşarken sosyal medya da konuşarak  ve farkındalık oluşturmak adına hikayelerini bu kitapta buluşturma kararı alındığını söyledi. Kitap yazarlarından Leyla Bahtiyar, ‘’Bizim hikayemiz çok ilginç. Biz 10 amazon kadın yazar olarak kanserle mücadele sırasında yaşadıklarımızı sosyal medya aracılığıyla konuşarak kaleme almaya karar verdik. Verdiğimiz bu karar bizim haricimiz de mücadele veren insanlara ışık tutmaktı. Tüm yazarlar olarak bu kitap basılana kadar yüzümüzü dahi görmedik ve hikayelerimizi birleştirip kitabın basıldığı gün bir araya geldik’’ şeklinde açıklamalar da bulundu. Ayrıca sosyal medya vasıtasıyla birleşen ‘’10 Amazon Kadını’’, kitaptan elde edilen tüm geliri ‘’Kanserle Dans’’ derneğine bağışlayacaklarını açıkladı. 



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

18 Kasım 2015 Çarşamba

İstanbul'da ışık şöleni

Dünyanın en önemli şehirlerinde gerçekleştirilen Işık Festivali bu sene İstanbul'a da uğradı. Biri Türk olmak üzere toplamda 22 sanatçının eserlerinin yer aldığı festival büyük bir ilgi görüyor.


 Açılışı hafta içi yapılan Işık Festivali, gelenlerin büyük ilgisini çekmiş durumda. Geçtiğimiz yıllarda New York, Prag, Lyon, Berlin, Amsterdam gibi dünyanın önemli şehirlerinde yapılan festival ilk defa Türkiye'ye geldi. İlk defa yapılan festivalin bu sene için bir tür fragman olduğundan bahseden festival yetkilileri gelecek seneden itibaren festivalin kapsamının genişletileceğini ve ışık gösterilerinin tüm şehri kapsayacağını söylediler.

Festival kapsamında yapılan ışık gösterisi

   Festivalin küratörlüğünü yapan Ucla Üniversitesi Media Art bölüm başkanı Rebecca Mendez, festivalin İstanbul'a taşınmasından memnun olduğunu belirtirken “Yaratıcı ve ilham veren uluslararası boyutu, simgesel görünüşü, sanatsal, sosyal ve interaktif içerikleriyle dünyanın en önemli etkinliklerinden ilham alınan İstanbul Light Festival Zorlu Center'ı gerçekleştiriyor olmaktan bir sanatçı olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu festivalde Amerika, Avustralya, Venezuela, İtalya, Finlandiya, Japonya, İsrail, Fransa, Lübnan gibi dünyanın dört bir tarafından gelen sanatçılar eserleriyle yer alacak.” sözleriyle de festivalin öneminden bahsetti.




Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

12 Kasım 2015 Perşembe

Trafik bekçileri: Otoyol pazarcıları


           İstanbul’da sabah işe giderken, akşam işten çıktığımızda bizi korkunç bir trafik bekliyor. Arabanın, otobüsün içinde sıkışmış bir halde beklerken sağdan soldan çıkan satıcılarla karşılaşıyoruz. ''Daha trafik sıkışırken bu insanlar nasıl böyle ortaya çıkıyor’’ diye hayret edip, ‘‘Nereden geliyorlar’’ diye merak ediyoruz.

           Özellikle İstanbul’da yaşayanlar işe gidip gelirken  trafiğe maruz kalıyor. Bazı noktalarda saatlerce araba içinde tıkılıp kaldıkları bile oluyor. Bu zamanlarda sağdan soldan çıkan satıcılar dikkatleri çekiyor. Çeşitli şeyler satarak geçimini sağlamaya çalışanlar bazen çiçek, su, fındık, kışın muz, yazın mısır, oyuncak, yelek, bazende  şarj aleti, kağıt helva satıyorlar. Bazıları yeltenmez bir şey almaya, bazıları acıkır, bir muz, simit ya da kağıt helva alır, bazıları özel bir günü unutur veya hediye alacak vakti olmaz, çiçekle kurtarmaya çalışır işi. Peki böyle durumlarda ortaya çıkan E5 satıcılarının yaptığı işin incelikleri, çalışma şartları nelerdir ve nasıl geçinirler.
 Satıcıları görünce hem içimiz rahat ediyor hem de içimiz daralıyor. Çünkü otoyol satıcısı demek, trafikte aç susuz kalınmayacağını işaret eder ama aynı zamanda yol epey tıkalı anlamına da gelir. İstanbul’un akıl almaz trafiği sayesinde çok ciddi bir ‘‘otoyol pazarı’’ oluşmuş durumda.

Trafikte ezilme tehlikesiyle karşı karşıya çalışıyorlar


Çoğu trafiğe çıktıkları yerin yakınlarında oturuyor. Birçoğunun yine satış yaptıkları yerin yakınlarında malzemeleri var. Ellerindeki mal bitince buralardaki yedek malları satmaya başlıyorlar.
E5 satıcıları için yaz kış fark etmiyor. Para kazanmak, geçimlerini sağlamak zorunda oldukları için kışın kazaklarını yağmurluklarını giyip yollardaki yerlerini alıyorlar.
Trafikte satış yapmak da kolay değil. Bir yandan arabalar, diğer yandan motosikletler geçerken ezilme tehlikesi var. E5 satıcıları ile görüşmeye gittiğimizde araba çarpar mı, motosiklet geçer mi yanımızdan korkusu yaşarken onlar çok rahat bir şekilde hareket ediyorlardı. Korkmuyor musunuz ezilmekten diye sorduğumuzda ise artık alıştıklarını söylüyorlardı.

''Kendi işimi yapıyorum''


Eskiden çalıştığı iş yerinde düzensiz maaş sorunu yaşayan Fuat Enver, Cevizlibağ mevkinde fındık ve kağıt helva satıyor. Bu işe ilk başlarda Eminönü’nde su satarak başladığını belirten Enver,  şimdi ise Cevizlibağ’da işini sürdürüyor. Otoyol da iki buçuk yıldır fındık ve kağıt helva satan Fuat Enver, ''Yıllardır İstanbul’da belli yerlerde çalıştım ama en iyisi kendi işimi yapmak olduğuna karar verdim ve bu işe başladım’’ dedi. Sattığı yiyecekleri ikamet ettiği Esenlerden alıp, kendi tabiri ile kendi bölgesinde satışını gerçekleştiriyor. Tanesi 1 liraya fındık 1.5 liraya da kağıt helva satıyor. Bu işin en zor yanının polisler olduğunu söylemeden geçemiyor. ''Polisler de emir kulu, işlerini yapıyorlar karşı karşıya gelmemeye çalışıyoruz. Ayda 2.000-2.500 lira kazanıp kendi işimi yapıyorum’’ diyerek sözlerini tamamlıyor.


Otoyolda kağıt helva satan Hakkı Çağlar

Trafikte çiçek satan  Fatih Kara



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

5 Kasım 2015 Perşembe

İstanbul'da Antika Festivali

             Antikacılar Festivali kültür sanat etkinlikleri kapsamında, 36 katılımcıyla Beyoğlu Tepebaşı'nda başladı. Açılışa katılım yüksekti.


        İstanbul'da bu yıl ilki düzenlenen Antika Festivali yoğun ilgiyle devam ediyor. Beyoğlu Tepebaşı'nda 3 Kasım'da başlayan ve 15 Kasım'da sona erecek festivalde, antika eserler sergileniyor.  Festivalin açılışında konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan festivale katılımın yüksek olduğunu ve talebin her geçen gün arttığını söyledi. Ayrıca Ahmet Misbah Demircan şunları ekledi: "Buraya ayrı bir heyecanla geldim bugün. Çünkü, Beyoğlu o tarihin, klasikliğin, geçmişe ait ne vasa merakla bakındığıız yerin adı. Binalarımız dikkat çektiği kadar arihe ruh veren bu objeler de ilgimizi çekiyor. Ben antikacılara çok uğruyorum ama bugün burayı ayrı bir heyecanla dolaştım.İstanbulluları buraya davet ediyorum. Beyoğlu'nda bizi biz yapan ne varsa,bizi biz yapan bütün değerler kıymetli. Onun için bu mekanlarda Altıneller vardı,Sahaf Festivali vardı. Şimdi de Çukurcuma esnafımız burada, antikacılarımız geldi. Sinema, tiyatro insanın ruhunu besleyen her ne varsa Beyoğlu Belediyesi buna sahip çıkmaya çalışıyor." 


Duvarda asılı Osmanlı Tuğrası


Antika Festivalinde gösterime çıkan tarihi parçalar
                   
            İnsanların ilgisinden memnun olan antikacılar, katılımın ilerleyen yıllarda daha da artmasını beklediklerini söylediler. Festivalde tarihi ıbrıklardan, vazolara çeşitli antika parçalar vardı. Festivalin en ilgi çekici parçaları ise 1800’lü yıllardan kalma Osmanlı tuğrası, 150 senelik geçmişe sahip tamamı gümüş kaplama olan şerbetlikler..


Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

2 Kasım 2015 Pazartesi

Seçmen ''sandık'' dedi

          29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatilinin bir günlük idari izinle toplamda 5 güne çıkarılması, vatandaş tatile gider mi yoksa kalıp oyunu kullanır mı tartışmasını yarattı. Bu durumda vatandaş kalıp oyunu kullanmayı seçti.

        Yaklaşan 1 Kasım seçimleriyle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının aynı tarihlere denk gelmesi ve bayram dolayısıyla yapılan idari izin vatandaş tatile mi gider sorusunu yarattı. Yapılan araştırmalara göre vatandaş kalıp oyunu kullanmayı seçti. İzmir ve Antalya'daki turizmciler, seçmenlerin tatil değil, seçim öncelikli hareket ettiğini söyledi.Bu duruma dikkat eden seyahat firmaları da dönüş tarihlerini 31 Ekim Cumartesi olarak ayarladı. Sosyal medyadaysa #TatileGitmiyoruz hastag’i açıldı.   Siyasi liderlerde her meydanda vatandaşların sandığa gidip oy kullanması yönünde çağrıda bulundu.

Vatandaş tatili değil oyunu kullanmayı seçti
       Tur firması sahibi Filiz Güleç, insanların oy kullanma konusunda çok duyarlı olduğunu belirtti ve müşterilerinin hemen hemen hepsinin oy kullanmak için tatil yapmayacaklarını söyledi. Hatta 1 Kasım seçim tarihlerine denk gelen bütün turları 31 Ekim Cumartesi dönüşlü olarak değiştirdiklerini belirtti ve bu nedenle müşteri profillerinde seçime katılım oranının yüksek olduğunu söyledi.

 Oy ve Ötesi: seçime katılım yüksek olur 
        Oy ve Ötesi derneği Eğe Bölge Koordinatörü Melek Demir, ''Gönüllülerimizin birçoğu aslında oy vermenin ve kendi iradelerini ortaya koymalarının öneminin, farkındalar. Bunun için de tatile değil sandığa gidiyorlar. Bu seçimler için ülke de çok duyarlı. Gönüllülerimiz sürece destek veriyor. Gerçekten herkes canla başla çalışıyor bu yüzden seçime katılım yüksek olur'' dedi.

       Seçim günü, oteller boş kalacak Seçmenler, tercihlerini tatil yerine oy vermekten yana kullandı. Tatil yörelerinde pazar günü doluluk oranı yüzde 10 olarak gözüküyor



Seçmen oyunu sandığa atarken zaman.com.tr'den alıntı fotoğraf




Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

30 Ekim 2015 Cuma

Karaköy Balık Pazarında Neler Oluyor


         Balıkçılarıyla ünlü Karaköy'de son aylarda kafa karıştırıcı olaylar yaşanıyor. Yıkılan balıkçılar pazarı tartışmaların merkezinde.

           Balıkçı pazarının yıkılması Karaköy esnafı ve halk arasında konuşulmaya devam ediyor. Haziran ayında belediye kararıyla yıkılan balıkçı dükkanları yeni yerlerinde iş başı yapmış durumda. Yıkım zamanı çıkan haberlerde yıkım kararından bölge esnafının haberinin olmadığını ve bu kararla mağdur edildikleri söyleniyordu. Geçtiğimiz günlerde röportaj yapığımız esnaflar yeni dükkanlarından gayet memnun olduklarını söyledi. 10 yıldır Karaköy'de balıkçılık yaptığını belirten bir dükkan sahibi yeni yerlerinden gayet memnun olduğunu belirtti ve “Eski dükkanlarımızın yıkılacağı bize önceden söylenmişti, yeni yerimizde de su tesisatımız, kaplı tam  donanımlı bir dükkanımız var, böyle olunca insanlara daha iyi hizmet veriyoruz” diye de ekledi. Alışveriş yapan vatandaşlar da yeni dükkanların temizlik açısından daha iyi olduğunu söyleyip bu durumdan memnun olduklarını belirtti. Balıkçılar pazarında uzun yıllardır esnaflık yapan Hakan Güneş, ''Balık pazarımız yıkılınca çok korktuk tekrar açılmayacak diye neyse ki bize daha donanımlı bir pazar yaptılar şimdi artık daha güzel bir balık pazarımız var herkesi bekliyoruz'' dedi.




Balık Pazarı'ndan gönrüntüler





Karaköy Balık Pazarı'ndan tezgah görüntüleri



ö
Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

14 Ekim 2015 Çarşamba

BAU Halk Oyunları Topluluğu Dünya Şampiyonu Oldu

Bahçeşehir Üniversitesi Halk Oyunları Topluluğu Litvanya'da yapılan şampiyonluk yarışında dünya birincisi oldu. Haberin detayına videodan ulaşabilirsiniz.





Video Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt