26 Kasım 2015 Perşembe

Türk Amazonların kitabı çıktı

Kanserle mücadeleye farkındalık için 10 ‘’meme kanseri’’ kadın sosyal medya üzerinden bir araya gelerek, kanserle mücadelede yaşananları, gelişen olayları ve bu sürecin detaylarını ‘’10 Amazon Yüksek Doz Yaşam’’ adlı kitapta ele aldı.


     Meme kanserine farkındalık açısından yazılan "10 Amazon Yüksek Doz Yaşam" kitabının basımına katkı sağlayan Eton Yayıncılık’tan Mehmet Güler, ‘’Bu kitapta başlık çok dikkat çekici, ‘’10 Amazon’’ ismi çok cazip ve uyumlu oldu çünkü geçmiş dönemde savaşçı amazon kadınları rahat ok atabilmek için sağ memelerini aldıran kadınlardı. Ayrıca yüksek doz ismi de sürekli kemoterapi görmelerinden dolayı yüksek tempo, yüksek morali çağrıştırdığı için isim olarak bize de cazip geldi’’ dedi. Kitabın ilk baskısı haziran ayında yaptığı yüksek satış rakamlarıyla ilginin ne derece olduğunu  da göstermiş oldu. Türkiye’de farklı illerde yaşayıp meme kanserine yakalanan ve tedaviler sonucu sağlıklarına kavuşan on kadın, kendi tecrübelerinden, yaşadıklarını kesitler halinde birleştirerek 10 amazon yüksek doz yaşam, adlı kitapta topladılar.

Kitabın yazarları Kabalcı Kitabevi'nde hayranlarıyla buluştu.

      Kitap yazarları, İzmir, İstanbul, Denizli gibi farklı şehirlerde yaşarken sosyal medya da konuşarak  ve farkındalık oluşturmak adına hikayelerini bu kitapta buluşturma kararı alındığını söyledi. Kitap yazarlarından Leyla Bahtiyar, ‘’Bizim hikayemiz çok ilginç. Biz 10 amazon kadın yazar olarak kanserle mücadele sırasında yaşadıklarımızı sosyal medya aracılığıyla konuşarak kaleme almaya karar verdik. Verdiğimiz bu karar bizim haricimiz de mücadele veren insanlara ışık tutmaktı. Tüm yazarlar olarak bu kitap basılana kadar yüzümüzü dahi görmedik ve hikayelerimizi birleştirip kitabın basıldığı gün bir araya geldik’’ şeklinde açıklamalar da bulundu. Ayrıca sosyal medya vasıtasıyla birleşen ‘’10 Amazon Kadını’’, kitaptan elde edilen tüm geliri ‘’Kanserle Dans’’ derneğine bağışlayacaklarını açıkladı. 



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

18 Kasım 2015 Çarşamba

İstanbul'da ışık şöleni

Dünyanın en önemli şehirlerinde gerçekleştirilen Işık Festivali bu sene İstanbul'a da uğradı. Biri Türk olmak üzere toplamda 22 sanatçının eserlerinin yer aldığı festival büyük bir ilgi görüyor.


 Açılışı hafta içi yapılan Işık Festivali, gelenlerin büyük ilgisini çekmiş durumda. Geçtiğimiz yıllarda New York, Prag, Lyon, Berlin, Amsterdam gibi dünyanın önemli şehirlerinde yapılan festival ilk defa Türkiye'ye geldi. İlk defa yapılan festivalin bu sene için bir tür fragman olduğundan bahseden festival yetkilileri gelecek seneden itibaren festivalin kapsamının genişletileceğini ve ışık gösterilerinin tüm şehri kapsayacağını söylediler.

Festival kapsamında yapılan ışık gösterisi

   Festivalin küratörlüğünü yapan Ucla Üniversitesi Media Art bölüm başkanı Rebecca Mendez, festivalin İstanbul'a taşınmasından memnun olduğunu belirtirken “Yaratıcı ve ilham veren uluslararası boyutu, simgesel görünüşü, sanatsal, sosyal ve interaktif içerikleriyle dünyanın en önemli etkinliklerinden ilham alınan İstanbul Light Festival Zorlu Center'ı gerçekleştiriyor olmaktan bir sanatçı olmaktan büyük mutluluk duyuyorum. Bu festivalde Amerika, Avustralya, Venezuela, İtalya, Finlandiya, Japonya, İsrail, Fransa, Lübnan gibi dünyanın dört bir tarafından gelen sanatçılar eserleriyle yer alacak.” sözleriyle de festivalin öneminden bahsetti.




Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Can Ilgaz Bulut, Merve Yeşilyurt

12 Kasım 2015 Perşembe

Trafik bekçileri: Otoyol pazarcıları


           İstanbul’da sabah işe giderken, akşam işten çıktığımızda bizi korkunç bir trafik bekliyor. Arabanın, otobüsün içinde sıkışmış bir halde beklerken sağdan soldan çıkan satıcılarla karşılaşıyoruz. ''Daha trafik sıkışırken bu insanlar nasıl böyle ortaya çıkıyor’’ diye hayret edip, ‘‘Nereden geliyorlar’’ diye merak ediyoruz.

           Özellikle İstanbul’da yaşayanlar işe gidip gelirken  trafiğe maruz kalıyor. Bazı noktalarda saatlerce araba içinde tıkılıp kaldıkları bile oluyor. Bu zamanlarda sağdan soldan çıkan satıcılar dikkatleri çekiyor. Çeşitli şeyler satarak geçimini sağlamaya çalışanlar bazen çiçek, su, fındık, kışın muz, yazın mısır, oyuncak, yelek, bazende  şarj aleti, kağıt helva satıyorlar. Bazıları yeltenmez bir şey almaya, bazıları acıkır, bir muz, simit ya da kağıt helva alır, bazıları özel bir günü unutur veya hediye alacak vakti olmaz, çiçekle kurtarmaya çalışır işi. Peki böyle durumlarda ortaya çıkan E5 satıcılarının yaptığı işin incelikleri, çalışma şartları nelerdir ve nasıl geçinirler.
 Satıcıları görünce hem içimiz rahat ediyor hem de içimiz daralıyor. Çünkü otoyol satıcısı demek, trafikte aç susuz kalınmayacağını işaret eder ama aynı zamanda yol epey tıkalı anlamına da gelir. İstanbul’un akıl almaz trafiği sayesinde çok ciddi bir ‘‘otoyol pazarı’’ oluşmuş durumda.

Trafikte ezilme tehlikesiyle karşı karşıya çalışıyorlar


Çoğu trafiğe çıktıkları yerin yakınlarında oturuyor. Birçoğunun yine satış yaptıkları yerin yakınlarında malzemeleri var. Ellerindeki mal bitince buralardaki yedek malları satmaya başlıyorlar.
E5 satıcıları için yaz kış fark etmiyor. Para kazanmak, geçimlerini sağlamak zorunda oldukları için kışın kazaklarını yağmurluklarını giyip yollardaki yerlerini alıyorlar.
Trafikte satış yapmak da kolay değil. Bir yandan arabalar, diğer yandan motosikletler geçerken ezilme tehlikesi var. E5 satıcıları ile görüşmeye gittiğimizde araba çarpar mı, motosiklet geçer mi yanımızdan korkusu yaşarken onlar çok rahat bir şekilde hareket ediyorlardı. Korkmuyor musunuz ezilmekten diye sorduğumuzda ise artık alıştıklarını söylüyorlardı.

''Kendi işimi yapıyorum''


Eskiden çalıştığı iş yerinde düzensiz maaş sorunu yaşayan Fuat Enver, Cevizlibağ mevkinde fındık ve kağıt helva satıyor. Bu işe ilk başlarda Eminönü’nde su satarak başladığını belirten Enver,  şimdi ise Cevizlibağ’da işini sürdürüyor. Otoyol da iki buçuk yıldır fındık ve kağıt helva satan Fuat Enver, ''Yıllardır İstanbul’da belli yerlerde çalıştım ama en iyisi kendi işimi yapmak olduğuna karar verdim ve bu işe başladım’’ dedi. Sattığı yiyecekleri ikamet ettiği Esenlerden alıp, kendi tabiri ile kendi bölgesinde satışını gerçekleştiriyor. Tanesi 1 liraya fındık 1.5 liraya da kağıt helva satıyor. Bu işin en zor yanının polisler olduğunu söylemeden geçemiyor. ''Polisler de emir kulu, işlerini yapıyorlar karşı karşıya gelmemeye çalışıyoruz. Ayda 2.000-2.500 lira kazanıp kendi işimi yapıyorum’’ diyerek sözlerini tamamlıyor.


Otoyolda kağıt helva satan Hakkı Çağlar

Trafikte çiçek satan  Fatih Kara



Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

5 Kasım 2015 Perşembe

İstanbul'da Antika Festivali

             Antikacılar Festivali kültür sanat etkinlikleri kapsamında, 36 katılımcıyla Beyoğlu Tepebaşı'nda başladı. Açılışa katılım yüksekti.


        İstanbul'da bu yıl ilki düzenlenen Antika Festivali yoğun ilgiyle devam ediyor. Beyoğlu Tepebaşı'nda 3 Kasım'da başlayan ve 15 Kasım'da sona erecek festivalde, antika eserler sergileniyor.  Festivalin açılışında konuşma yapan Beyoğlu Belediye Başkanı Ahmet Misbah Demircan festivale katılımın yüksek olduğunu ve talebin her geçen gün arttığını söyledi. Ayrıca Ahmet Misbah Demircan şunları ekledi: "Buraya ayrı bir heyecanla geldim bugün. Çünkü, Beyoğlu o tarihin, klasikliğin, geçmişe ait ne vasa merakla bakındığıız yerin adı. Binalarımız dikkat çektiği kadar arihe ruh veren bu objeler de ilgimizi çekiyor. Ben antikacılara çok uğruyorum ama bugün burayı ayrı bir heyecanla dolaştım.İstanbulluları buraya davet ediyorum. Beyoğlu'nda bizi biz yapan ne varsa,bizi biz yapan bütün değerler kıymetli. Onun için bu mekanlarda Altıneller vardı,Sahaf Festivali vardı. Şimdi de Çukurcuma esnafımız burada, antikacılarımız geldi. Sinema, tiyatro insanın ruhunu besleyen her ne varsa Beyoğlu Belediyesi buna sahip çıkmaya çalışıyor." 


Duvarda asılı Osmanlı Tuğrası


Antika Festivalinde gösterime çıkan tarihi parçalar
                   
            İnsanların ilgisinden memnun olan antikacılar, katılımın ilerleyen yıllarda daha da artmasını beklediklerini söylediler. Festivalde tarihi ıbrıklardan, vazolara çeşitli antika parçalar vardı. Festivalin en ilgi çekici parçaları ise 1800’lü yıllardan kalma Osmanlı tuğrası, 150 senelik geçmişe sahip tamamı gümüş kaplama olan şerbetlikler..


Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt

2 Kasım 2015 Pazartesi

Seçmen ''sandık'' dedi

          29 Ekim Cumhuriyet Bayramı Tatilinin bir günlük idari izinle toplamda 5 güne çıkarılması, vatandaş tatile gider mi yoksa kalıp oyunu kullanır mı tartışmasını yarattı. Bu durumda vatandaş kalıp oyunu kullanmayı seçti.

        Yaklaşan 1 Kasım seçimleriyle, 29 Ekim Cumhuriyet Bayramının aynı tarihlere denk gelmesi ve bayram dolayısıyla yapılan idari izin vatandaş tatile mi gider sorusunu yarattı. Yapılan araştırmalara göre vatandaş kalıp oyunu kullanmayı seçti. İzmir ve Antalya'daki turizmciler, seçmenlerin tatil değil, seçim öncelikli hareket ettiğini söyledi.Bu duruma dikkat eden seyahat firmaları da dönüş tarihlerini 31 Ekim Cumartesi olarak ayarladı. Sosyal medyadaysa #TatileGitmiyoruz hastag’i açıldı.   Siyasi liderlerde her meydanda vatandaşların sandığa gidip oy kullanması yönünde çağrıda bulundu.

Vatandaş tatili değil oyunu kullanmayı seçti
       Tur firması sahibi Filiz Güleç, insanların oy kullanma konusunda çok duyarlı olduğunu belirtti ve müşterilerinin hemen hemen hepsinin oy kullanmak için tatil yapmayacaklarını söyledi. Hatta 1 Kasım seçim tarihlerine denk gelen bütün turları 31 Ekim Cumartesi dönüşlü olarak değiştirdiklerini belirtti ve bu nedenle müşteri profillerinde seçime katılım oranının yüksek olduğunu söyledi.

 Oy ve Ötesi: seçime katılım yüksek olur 
        Oy ve Ötesi derneği Eğe Bölge Koordinatörü Melek Demir, ''Gönüllülerimizin birçoğu aslında oy vermenin ve kendi iradelerini ortaya koymalarının öneminin, farkındalar. Bunun için de tatile değil sandığa gidiyorlar. Bu seçimler için ülke de çok duyarlı. Gönüllülerimiz sürece destek veriyor. Gerçekten herkes canla başla çalışıyor bu yüzden seçime katılım yüksek olur'' dedi.

       Seçim günü, oteller boş kalacak Seçmenler, tercihlerini tatil yerine oy vermekten yana kullandı. Tatil yörelerinde pazar günü doluluk oranı yüzde 10 olarak gözüküyor



Seçmen oyunu sandığa atarken zaman.com.tr'den alıntı fotoğraf




Multimedya Haber
Hazırlayan: Alican Koçak, Barış Can Ünal, Merve Yeşilyurt